24 Temmuz 2013 Çarşamba

Pagan Poetry




"Akıl ve çılgınlık arasındaki ufak, yıldırım hızına sahip atlayışı sözcüklerle nasıl anlatabilirim. Beyin, düşünce kendini özgürleştiriyor, fırlıyor, bir roket gibi evrene, boşluğa, sonsuz boşluğa. Onunla birlikte gövde de. Ya da gövde kalıyor da, düşünce gövdeyi koparıp sonsuz boşluğa doğru uçmaya başlıyor..."



(Zihin Kuşları- Benim Gözümle Tezer Özlü, Leyla Erbil, s. 124)

"İnsanlardan hiçbir şey saklamak, esirgemek istemezdi. Şu doğruyu içten benimsemişti; bir yazarın başına gelen tüm insanların da gelmiş sayılır, doğrular ne denli aykırı olsalar da, onlara yan çizdiğin an yok olma başlar. Bir dolmuşta, başkalarının yalnızken kendilerine itiraf etmekten irkileceği şeyleri, yüksek sesle anlatıyordu! Kurulu düzene meydan okumanın, insan onurunu korumanın bir başka yolu belki de ?"

(Zihin Kuşları- Benim Gözümle Tezer Özlü, Leyla Erbil, s. 132)

   




     Topuklarımla o bembeyaz, o bej, o kremden duvarlara uzanıp kirletmek istiyordum. Duvarlar çağırır çünkü. Duvarlar dinler. Duvarlar bir noktada kesişirler ve sen lav gibi Eyvahhhhhyaaaalökül'den süzülmüş lavlar gibi o duvarlara sızıyorsun. Duvarlar konuşuyor. Duvarlar artık krem değil. Duvarlara kırmızılara bulanmış. Duvarlar sana bakıyor. Uçak seferleri iptal edilmiş. Duvarlara inemiyor uçaklar ama lavlar uzanmış, lavlar süzülüyor duvarın yüzeyinden yatay bir eksende. Lavlar yatay bir eksende duvarlardan süzülüyor. Uçaklar panik. Uçaklara ikinci bir emre kadar uçuş yasak ve ikinci bir emir geliyor. Alanımız açılmıştır. Lavlar çekiliyor...Lavlar, orada, Eyvahhhyaaaaalökül'e çekiliyor. 

    Duvarlar bakmaya devam ediyor. Uçaklar iniyor. Duvarlar endişesiz. Duvarlar susuyor. Duvar sessiz. Lavlar kendi yolunda akmaya devam ediyor. Lavlar hararetli, hummalı ve aceleyle Eyvahhyaaaalökül'de ilerliyor. Usul, usul kendi yolunda ilerliyor. Soğumayı bekliyor; Godot'yu bekler gibi soğumayı bekliyor.

        Göz bebeklerinin titrediğini görüyor. Onun göz bebeklerinin daireler çizerek, yukarıdan aşağıya, aşağıdan yukarıya ve bazen çarpılar çizerek yüzünün tüm kıvrımlarında gezdirdiğini görüyor. Görüyor, o çizilen dairelerde deparlar atıyor, o yukarıdan aşağıya titreyen göz bebeklerinde voltalar atıyor. O aşağıdan yukarıya titreyen bebeklerin üzerinde bağdaş kuruyor. O çarpılar çizen göz bebeklerine oturup sigara yakıyor. Haberi yok o bebeklerin. Habersizce gelişen bir atak bu. Göğsüyle karşıladı bu atağı. Son bir kadeh daha içip yatacağım.

           Bütün gece ne yaptın diye soracaklar ? Soran kafalar sporla çoğalıyor. Sokağın başına kadar çoğalıyor kafalar...Bütün gece ne yaptın ? Şiir okudum bayan diyeceğim. Şiir okudum bayım diyeceğim. O florasanları belediye dikti. O kafalar o florasanların altında, o beyaz ışıkların altında, yüzleri hayasızca parlıyor o florasanların altında. Kaçıyorum. 

           
    









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Paylaşella