13 Kasım 2012 Salı

O dönemin şartları...

Vicdanın ve onurlu bir davranışın konjonktürü var olabilir mi ? O dönemin şartlarında hem vicdan hem de akıl tutularak iyi bir iş yapmış olabilir mi ?Bilmem kaç kendini bilmez o dönemin şartlarıyla aklanmış oldu ? Hem tarihi yapanlar hem de yazarak yapanlar o dönemin şartlarını düşünerek işlerini kolaylaştırdı. İşe gelen her şey kolaydı. Gerekeni yapmak kolaydı. Çıkara hizmet edenle o dönemin şartları bir araya gelince tadından yenmez bir hoyratlığı beraberinde getirir. Lanet olası o şartlar hiçbir zaman insanlığın iyiliğine hizmet etmedi. Ölümü hep kutsadı. Bu gece uyumadan önce diğer gecelerde olduğu gibi  "o dönemin şartlarına" küfür ederek  geçecek.
Müşkülpeksimetler de memnun bu işten müşkülpüskevitler de. Zira onlar da o dönemin şartlarıyla başlayan cümleler kuranlar gibi insanı menopoza sokarlar genç yaşında.
Şu çöpü aşağıya aşağıya indirmek senin için sermedi bir huzur benim içinse ölüm demek.
Artık midem benim gibi hissiz bir tembel. Günde bir öğün ile idare eder olmuş.Gerçekten müdahale gerekir mi? Onu doyurmaya bile üşeniyorum. Aç mı tok mu onu düşünmeye bile üşeniyorum. Böylesi bir üşengeçliğin insanlık tarihindeki yeri nedir ve neye varır bu köftehor zamanlar ? Biri cevaplarsa sevineceğim.
Kelime oyunu yaparak kendi sonumu hazırlıyorum: Üşengençliğim.
Son birkaç gündür etrafımda havalar ile ilgili herhangi bir yorum yapmayan kimse olmadığından en azından daha huzurluyum.İnsanların havalar üzerine konuşamayacak kadar yaratıcı ve meşgul olmaları bence herkesin benim kadar hoşuma gitmeli. Emin olun bu şekilde dünya daha fantastik bir yer olucak.
Kemanıma aşığım onu uzaktan seviyorum. İçine girince her şey çok daha güzel olucak.
Bir Rezzan Erduran, bir Rezzan Mae, bir Rezzan Hahn, bir Rezzan Chang olabilirdim elbet üç yaşımda başlasaydım eğer...Salyagozunu bile sevdiğime hakkını verirdim o zaman. İlk resitalimi onyaşımda verirdim en geç. Şimdi otuzbeşimi bekliyorum. "Yolun Yarısı Resitali"mi vereceğim.
Beth, "give me a reason to love you" diyor...Charlotte ise  "breathe out, come alive; give me a reason to  feel." demişti önceden. Aşk bir örgütlenme biçimiydi çünkü; yedi kat yerin altından örgütlenmekti değil mi ?
Çayım bitti. Demlenmiş de değildi. Poşet kafalı bir kızçocuğunun içtiği poşetten bir çaydı.
İyi geceler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Paylaşella