14 Ekim 2012 Pazar

Türkiye'de Entelektüel Fukaralık ve Uzmanlık Kompleksi




"Her şeyden önce, Arapça bilmeyenlerin dahi saygın ve etkin "Ortadoğu uzmanı olarak" boy gösterdiği Türkiye bakımından yöntemsel derslerle dolu bu kitap. Bizdeki bu zaaflı ve sahte uzmanlık üretiminin, sağda da, solda da, olgulardan kaçarak, somut bilgi içermeden, sadece zihinde üretilmiş "teorik"-ideolojik genellemelerden oluşan "çözümlemeler" kakofonisinin tam tersi bir yöntem izleniyor bu kitapta. Zihinde inşa edilen "teorik" çerçeveye uymayan olguların göz ardı edildiği, kimi bariz gerçeklerin bile "uzman analizi"nin mantıksal tutarlılığını bozmamak için tahrif edilerek "kitaba uydurulduğu" bir entelektüel fukaralık ortamında, elinizdeki kitabın yazarının somut bilgiye ve sağlam yönteme dayalı uzmanlığı ibretlik değer taşıyor. Tarihsel bağlamı içinde ve tüm bağlantılarıyla ele alınan somut olgulardan hareket eden sağlam bir teorik/yöntemsel altyapıdan ve bilgi birikiminden beslenen yazar, bu yoldan genellemelere ulaştıkça somut gerçekliği kestirmeye yönelen güncel tarih yazımı ve çözümlemesinin ufuk açıcı örneğini sunuyor biz okurlara."

Haluk Gerger'in Önsözü


Bu ülke AB uzmanları, terör uzmanları , Ortadoğu uzmanları, kişisel gelişim uzmanlarından, stratejij araştırma merkezleri, think thank zımpırtılarından çektiği kadar hiçbir şeyden çekmedi. Bu uzmancılık oyunu  ve çok bilmişlik halet-i ruhiyesinin toplumsal ergenlik halinin akademik ergenliğe yansıması dışında bir açıklaması olamaz. Wittgenstein'ın bile kendini dil ve iletişim uzmanı olarak çağrılmadığı bir dünyada herkesin her konuda bu kadar kolay uzman olabilmesi, memlekette televizyonlara çıkıp mahalle dedikoducusu gibi boş konuşup bin liraları götürenlerin artık sorgulanması ve ciddiye alınmaması gerektiğini göstermesi   bakımından yeterince güçlü bulduğum için paylaşmaya değer gördüm.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Paylaşella