11 Ekim 2012 Perşembe

Görünüre Dair Büyük Bir Öfke

"Bugün insanların içinde yaşadığı yalnızlığı kim önceden bilebilirdi? Her gün dünyaya ilişkin gövdesiz ve sahte bir imgeler ağı tarafından yeniden onaylanan bir yalnızlık. Ama imgelerin bu sahteliği bir hata değil. Eğer kâr peşinde koşmak insanlığın kurtuluşunun tek yolu olarak görülürse, gelir elde etmek mutlak öncelik haline gelirse, o zaman gerçekten varolanın itibar görmemesi, görmezden gelinmesi ve baskı altında tutulması gerekir."

John Berger'in "Görünüre Dair Küçük Bir Teoriye Doğru Adımlar"  adlı kitabının arka kapağında bu sözcüklerin bende yarattığı düşüncenin yansıması gerçekliğin benlikte yarattığı sarsıntıydı. İnsan ilişkilerinde ise kar peşinde koşanların ve kariyerist bir bakış açışıyla amacına ulaşmak derdinde olanların hırsları, bencillikleri ve kendini diğerlerinden üstün görme şizofrenisi toplumda konformist bir noktada duranların eylemsizliği ile olumlanıyor. 

Okumak, okuduklarınla eleştirel bir bilinç oluşturmak emek işidir. Düşüncenin emekle örgütlenmesiyle gerçekleşir. "Yedi kat yerin altından örgütlenip takılıverdim saçının arasına." derken şair aşkın bir örgütlenme işi olduğundan bahsetmiştir. Arkadaşlık da bir örgütlenme biçimidir; emekle çoğalır bu ilişkiler ve özgürleşir.  İnsan ilişkilerinde küçük de olsa bir ipucu kazanma herhangi bir olguda ya da olayda "bana kendini anlat." ya da "bana kendini göster." "bana kendinden açık ver." kapitalist üretim ilişkilerinin hızlıca elde etme arzusunun insan ilişkilerindeki bir tezahürü gibidir. Halbuki gerçek anlamda bir insana dokunmak o insanın bakışını, gülüşünü, dokunuşunu, bir sözünü ve o sözün tınısını  bir bütün olarak düşünmekten ve tüm bunlar üzerine fikir üretmekten geçer. Zira bunun dışında kurulan ilişkilerin ciddiye alınır bir yanı olmadığı gibi, yetişilemeyen zamanların ve  ulaşılamayan uzamların girdabında yitip gider...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Paylaşella