25 Şubat 2015 Çarşamba

Öyle.


Şiire şiirle karşılık verdiğim doğrudur. bkz: https://www.facebook.com/photo.php?fbid=10153448684885254&set=a.10151298549450254.808187.760880253&type=1&theater Bağzı şiirler yüzünden saçımı kesebilirim Anna./ Mutfak alışverişlerine çıkabilirim./ Ergen telaşlarına kapılabilirim Anna./ Hiç olmadık işlere burnumu sokabilirim./ Beni Anlıyor...? /Beni Anlama Anna, yok! /Sen en iyisi beni hiç anlama. 
Herkesin Annası kendine.
Şiirlere inanmadığım da doğrudur ve onlara ağız dolusu küfürler ettiğimde.
Peki hepimizin kalbinin tam orta yerine bir curcuru kurbağası konuşlandığı doğru mudur? 
Belki.
Ben çakmaklarımı hep kaybederim ve çorabımın bir tekiyle hep kavgalıyım.
Cebimden bozuk paralar sağa sola saçılır, ağır ve ağır çekimde...
Beş karış havadayımdır ben biraz fikrimle, uçarım.
Ya da demir eksikliği kim bilir?
Kimyamı boklayacak değilim.
Canımı sıkarsa boklarım, dert değil.

Uçarken dönen bir deli topaçtım üzerimde bıçaklar vardı, kanadım ve kanattım.
Sonra merdivenler açılıverdi topaçtan el verdim, katıma çıkardım.
Beraber uçalım dedim.
Uçalım?
Kanamadan, kanatmadan...
Mümkün müdür?
"Bütün mümkünlerin kıyısındayım." dedim, inandım.
Hala bir yerler kanıyor...


Molina ve Valentine ile yine konuştum bugün.Şiddetli geçimsizlikten müebbet yedik,  şiddete inanırım.
Örümcek kadının öpücüğünü bilir misiniz?
Bilmiyorsanız gidip tanışın. Başka bir yazıda anlatırım. İkinci cemreler yine düştüğünde yine burada buluşalım.


Şunu da şuraya şöyle koyayım: 


aslı serin- "yolsuz."

                                                             

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Paylaşella