14 Nisan 2010 Çarşamba

Aylak Kadın




















Aylak kadının üniforması yoktur...etiketi yoktur...iktidarın dayattığı kimliklerden hunharca kaçar...zamanın içinde uçan bi kuş tüyü gibidir...ruhları okşayabildiği kadar varoluşunu kutlu kılar...kendine aşklar yapar...aşk olur..dediğim gibi o varlıktan öte bi varoluşu simgeler ve bu biteviyedir..garip bi şekilde sonsuzdur...la droit a la paresse'yi de hatırlatır bana..tembellik hakkını aşklarıyla meşk eder...

Başına gelenlere ve tekinsizce getirdiklerine, kendini önce şöyle rüzgarları ardına katıp uğultulu tepelerinden fütursuzca bırakır, sonra da Tezel Özlü'nün şu satırlarını, bilincinin en diğergamlı kıvrımlarına yedirir:

"İktidardaki egemen sınıf ve benim toplumumdaki düzen her gün sayısız kez benim ve benim gibileri vazgeçmeye ve bizi kendisi gibi olmaya zorladı ben bir kezinde aklımı yitirdim ama kendimi yeniden kendi elime geçirdiğimde daha da zor yenilebilir durumdaydım...

çocukluğumuzun üzerine kabus gibi çökenler bilinçli yıllarımızı da elimizden almayı başaramayacaklar biz mutlu isek mutlu olmayı istediğimiz ve bunun için çaba harcadığımız için mutluyuz..."

Rez.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Paylaşella