19 Ocak 2010 Salı

Hrant'la başladı blog yolculuğum..

Mélange-Minima Moralia

Bütün insanların ve bütün ırkların eşit olduğunu öne süren şu en tanıdık hoşgörü savı bir bumerangtır.Duyuların en basit tanıklığıyla çürütülmeye karşı yapabileceği hiçbir şey yoktur, üstelik, Yahudilerin bir ırk olmadığını gösteren en sıkı antropolojik kanıtlar bile, bir pogrom durumunda, totaliterlerin kimi katledip, kimi katletmeyeceklerini çok iyi bildikleri gerçeğini zerre kadar değiştirmeyecektir.İnsan biçimine sahip herkesin eşitliği bir gerçek olarak varsayılmayıp bir ideal olarak talep edilseydi bile durum pek değişmezdi.Toplumun en kirli eğilimleriyle uyumlu olmaya fazlasıyla yatkındır soyut ütopya.Bütün insanların aynı olduğu iddiası tam da toplumun işitmek istediği şeydir.Toplum gerçek ya da hayali farklılıkları, işin henüz tamamlanmamış olduğunu, birtakım şeylerin hala kendi aygıtının dışında kaldığını ve kendi bütünlüğü tarafından tam belirlenemediğini gösteren pürüzler olarak görür.Toplama kamplarının tekniği, mahpus gardiyanlarına benzetmek, maktulleri katil gibi yapmaktır.Irksal farklılık bir mutlak noktaya çıkarılır ki sonunda mutlak olarak ortadan kaldırılabilsin- bu sadece sonunda farklı hiçbir şeyin kalmaması anlamına gelse bile.Buna karşılık, özgürleşmiş bir toplum da birlikçi bir devlet biçimini almayacak, evrenselliği farklılıkların barıştırılması yoluyla gerçekleştirecektir.Öyleyse, bu türden bir toplumla hala ciddi olarak ilgilenen bir politika da insanların soyut eşitliğini bir fikir olarak bile öne sürmemelidir.Tam tersine, bugünün kötü eşitliğine, filmler ve silahlarla ilgilenenlerin özdeşliğine işaret etmeli ve daha iyi toplumu da insanların hiç korkmadan farklı olabilecekleri bir toplum olarak anlamalıdır.Siyah adamı gerçekte öyle olmadığı açıkça bilindiği halde beyaz gibi olduğuna inandırmaya çalışmak, ona yapılan haksızlığı daha da artırmak olur.İyiliksever bir aşağılamadır bu.Sistemin gereklerinden ötürü zorunlu olarak eksik çıkacağı bir standartla ölçülmektedir ve zaten bu standardı tutturmak da kendisi için hayli ikircikli bir başarı olacaktır.Birlikçi hoşgörünün sözcükleri, uyum sağlamak istemeyen gruba hoşgörüsüzce saldırıya geçmeye her zaman hazırdır.Ödünsüz bir siyah yanlısı politika, Yahudilerin tuhaflığına öfke duyulmasını dışlamaz.Eritme potası, gemi azıya almış sanayi kapitalizminin icadıydı.Bu potanın içine atlama düşüncesi de demokrasiyi değil kurban törenlerini çağrıştırır…

Adorno


Bu benzetme, benzeştirme, homojen bir topluma kendini tekrarlayan bir dönüştürme çabası , seni bir benzetirimcilik ( şiddetle veya tehditkar görünür şekilde tehditkar veya herşey senin iyiliğin için Adorno'nun değimiyle aşağılık bir iyilik severlikle , omzundan tutarak seni sabitlemeye çalışarak- ki günlük hayatta oldukça karşılaşırız bu şekillerle)bu ülkede çoğunluğun yaptığı bişeydir.Ingeborg Bachmann'ın da dediği gibi faşizm iki insan arasındaki ilişkide başlar.Burada kendimden biliyorum diye gireceğim söze.Sırf başka türlü sevdiğimden, onlardan farklı şekilde dünyayı algıladığımdan olur olmaz çocuklaşmalarımdan, dans edişlerimden, sövüşlerimden, üniforma karşıtlığımdan akrabalarım, arkadaşlarım, dostlarım, sevgililerim tarafında bir "olgunlaştırma" ve "masumiyetleştirme" çabalarına fazlasıyla maruz kaldım.Evet!.Tabi bunlar olurken karşı taraftan gelen bir yok etme çabası, ya sev ya terketcilik fazlasıyla bu durumla özdeşti ve kendini ilişkilerde tekrarladı.

Anlatmaya çalıştıklarımdan bu hatun nereye gelmeye çalışıyo diyebilirsiniz?Adorno'a sığınmaya devam edeceğim ifadelendirmeye çalıştıklarım için."Kişi kendi saldırganlığını ne kadar benimserse, toplumun baskıcı ilkesini de o kadar iyi temsil eder.Belkide asıl bu anlamda doğrudur şu ilke: En bireysel olan, en genel olandır."(Plurale tantum-Minima Moralia)

Nereye vardık peki;

Yalınayak çocuklarımıza sahip çıkalım yaşadığımıza inanmak için, hafızalarımızı tazeleyelim adaletsizlikle, kendi iktidarsızlığından aptallaşmış iktidar, güç sapkınlarıyla mücadele vermek için, 19 Ocak'ta ne olduğunu hiç unutmayalım, bu ülkenin kahpece arkadan vurularak yere düşen vicdanını ayağa kaldırmak için...

Diyeceğim o ki Tanju Duru'nun, Hüzn şarkısını açın dinleyin bu gece Hrant için...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Paylaşella