17 Mart 2012 Cumartesi

Anonimo.

çok huzursuzdum. çok huzursuzdum çöp toplayan çocuk. çok huzursuzdum açlık ve yokluk çeken kedi. çok huzursuzdum örselenmiş aşkım. çok huzursuzdum hemcinsine dokunamayan adam. çok huzursuzdum hemcinsine dokunamayan kadın. çok huzursuzdum taş atan çocuk. çok huzursuzdum Afgan göçmen. göç yollarım tıkanmış hiçbirinize dokunamadım ben.

her yanı notlar sarmış. birileri okuu dedi. okuu ve olgun ol dedi. oku ve dolgun ol dedi. ruhun bir kantarın ucuna takılmış çekiyorlar seni. kaç gram geldin ? kaç gram geldin diye sordu bilirkişi ? yetmedi mi ? daha da çek...çek.! ikiye ayrılıyorum görüyor musun göğsüme yasladığım yerinden.

yetişemediğim her şey için huzursuzum. dokunamadığım zamanlara, mekanlara ağlıyorum. yetinemeyen yanlarım küstahça çırpınıyor Budapeşte garındaki çingene beni duyuyor musun ?
Arsız yanlarım boğuluyor rölantide. Bikaç satır bekliyor beni köprünün sonunda onlara doğru yürüyorum. yağmur yağmıyor. düşündüğünüz gibi değil. romantik sahneler çekmeyin. klibimi çekmeyin. geçip gider onlar hep. hiç bizden olmaz.

"Büyük karanlık çöküyor ve hala eksiklerim var benim
Bu uçurumsuz ve deneysiz gidip gelmelerde.
"bacağıma bıçak sokuyorum. Etimin ağır ağır düzelmesini,
yenilenmesini, onun o gizli ve kutsal savaşını hızla izliyorum.
Sonra bir daha."
Yabancı bir canın yaşarlığı hep köşebaşlarında,
doğumum, durmam doğumum başlıyor benim...

Ey bilene bilene tükenen bıçak!
Bir şeyler yap,
Eskimeden gökyüzünün kutlu maviliği..."

Kimin yazdığını bilenler bilsin; bilmeyenler merak etsin daha çok diye...
Sonra şu şarkı çalmaya başladı ve ben yazmaya sabırsızım yazarken de bitsin diye sabırsızlananlardanım. yordum ve yoruldum. yordamımdan bihaber.

falla bilerek olmadı.

İyi geceler...









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Paylaşella